Baş bölgesi duyu sinirleri açısından vücudun en hassas bölgelerinden biridir. Bu yüzden sinirsel, damarsal, psikolojik kökenli tüm patolojiler ve dış, kulak, çene eklemini ilgilendiren hastalıklar kolaylıkla baş bölgesinde yansıyan ağrılar oluştururlar.
Burun ve sinüslerdeki kötü huylu veya iyi huylu tümörlerin daha çok görülen diğer şikayetler yanında, ağrı oluşturması kaçınılmazdır. Ancak baş ağrısı kesinlikle ilk şikayet olarak belirmez. Sinüzit ve burun içi deviasyonu (burun içinde iki burun deliğini birbirden ayıran yapının eğriliği) baş ağrısı oluşturan en sık iki nedendir.
Kronik (müzmin) sinüzit genel anlamda baş ağrısı yapmaz, ancak akut sinüzit ve komplikasyonları şiddetli baş ağrısına neden olur. Sinüzit ağrısı zonklayıcı olmayan, başı öne eğmek, öksürmek, hapşırmak gibi hareketler ile artan donuk, derin bir ağrıdır. Göz çevresinde, yanaklarda, burun kökünde , üst çene ve dişte sinir kökenli ağrıları da başlatır.
Sinüsler frontal, etmoid, sfenoid, maksiller olmak üzere 4 adettir. Her birinin infeksiyonu yüzün değişik bölgelerinde ağrı verir. Frontal (alın) sinüsün akut enfeksiyonunda öne eğilmek, alın ve üst göz kapaklarının iç tarafına dokunmak ile artan ağrı görülür. Bazen başın arka tarafına ve enseye yansıyan ağrı gösterebilir. Kronik frontal sinüzit ise diğer sinüslerin kronik iltihaplarının aksine ağrılı olur. Devamlı, derin, basınç hissi veren mızmız bir baş ağrısı sözkonusudur.
Akut maksiller (yanak) sinüzit ise burun akıntısı ile birlikte göz, üst dişlere yansıyan bir baş ağrı oluşturur. Kulağa yansıyan ağrılar da olabilir. Kronik maksiller sinüzit ise ağrısızdır.
Burun kökünde, gözler arasında bulunan etmoid sinüslerin akut enfeksiyonunda geniz akıntısı ve kokuda azalma ile birlikte alın ve göze yansıyan baş ağrıları vardır. Kronik enfeksiyonunda ise, özellikle bu hücrelerin burun içine boşalım yolunun polip ile veya ödeme bağlı olarak tıkanması sonucunda yine aynı bölgelerde daha az şiddette ağrı oluşabilir.
Etmoid sinüslerin arkasında, beyin dokusunun önünde, dipte bulunan sfenoid sinüsün akut enfeksiyonunda ise göz dibinde, derinde ağrı hissi vardır ve bu ağrı bazen migren ile karıştırılır.
Görüldüğü gibi sinüs ağrıları kendi içlerinde de çeşitlidir. Endoskopik muayene ve gerekirse bilgisayarlı tomografi ile teşhis edilip, akut enfeksiyonlar; ilaç tedavisi, kronikler ise; endoskopik sinüs cerrahisi ile tedavi edilir.
Burun içi septum deviasyonu, yani burun içinde iki burun deliğini birbirinden ayıran önde kıkırdak ve arkada kemikten oluşan yapının doğumsal veya düşme ve çarpmalara bağlı sonradan oluşan eğriliği ve burun içi etlerinin enfeksiyon, yapısal veya alerjiye bağlı aşırı dolgun olması baş ağrısı nedenidir.
Buna bağlı olarak burundan nefes almada azalma, aynı taraftaki akciğere daha az hava gitmesine ve genel olarak akciğer solunumunun azalmasına neden olur. Bu vücutta oksijen azalmasına ve kalbin faza çalışmasına neden olur. Oksijen azalmasına bağlı olarak damarlarda ani büzülme ve genişlemeler baş ağrı nedenidir. İkinci ve asıl önemli neden, septumun orta hattaki eğri olan bölgeleri burun içi yan duvarlarına temas eder. Burun içinde zaten zengin olan duyu sinirleri aracılığı ile ağrı oluşur. Özellikle septum üst bölgesindeki eğri bölge ile üst burun etinin birbirine değdiği yer en hassas bölgedir. Bazı kişilerde kazalar sonucu oluşan burun dışı deformasyonunun, burun kemiğini örten örtünün kalınlaşması nedeni ile özellikle ısı farklılıklarında ağrıya neden olduğu da gözlenmiştir.
SONUÇ
Baş ağrıları içerisinde kulak burun boğazın önemli rolü vardır. Hasta diğer branşlar tarafından görüldüğünde, kulak burun boğaz (KBB) konsültasyonu da ihmal edilmemelidir. KBB muayenesi geniş kapsamlı olmalı ve endoskop ile burun içinin, sinüs boşalım bölgelerinin ve burun içinde kontak noktalarının değerlendirilmesi ve uygun tedavilerinin yapılması gerekmektedir.